Türkiye’de Elektrikli Araç Şarj Altyapısındaki Hızlı Gelişme

Türkiye’de Elektrikli Araç Şarj Altyapısı Hızla Gelişiyor

Türkiye, elektrikli araçların kullanımındaki artışla birlikte şarj altyapısında da dikkat çekici bir büyüme yaşıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) verilerine göre, Mayıs 2025 itibarıyla Türkiye genelinde elektrikli araç şarj soketi sayısı 30 binin üzerine çıktı. Bu rakam, ülkemizdeki elektrikli araç şarj altyapısının hızla geliştiğini ve gelecekte daha da büyüyeceğinin bir göstergesi.

Şarj Soketi Sayısındaki Artış

Mayıs sonu itibarıyla toplam şarj soketi sayısı 30.680 olarak kayıtlara geçti. Bu sayı, Nisan 2025’te 29.496 idi. Bir ayda 1.184 yeni şarj soketinin devreye alınması, soket sayısında %4’lük bir artışa neden oldu. Aynı dönemde AC (alternatif akım) şarj soketleri %3,2 artarak 17.783’e, DC (doğru akım) şarj soketleri ise %5,1 artışla 12.897’ye ulaştı. 2024 yılı Mayıs ayında Türkiye genelinde toplam 19.034 şarj soketi bulunuyordu. Son bir yılda, şarj altyapısındaki artış oranı ise %61,18 olarak kaydedildi.

Güç Kapasitesi ve Araç Sayısı

Türkiye yollarında şu anda 247.344 adet elektrikli araç bulunuyor. Bu rakamlar dikkate alındığında, ülkede her 8 araca 1 şarj soketi düşmekte. Ancak, DC soketler özelinde değerlendirildiğinde, her 19 araca yalnızca 1 adet hızlı şarj imkanı sunulabiliyor. Bu durum, özellikle uzun yolculuklarda ve yoğun kullanım saatlerinde hızlı şarj noktalarındaki kapasite ihtiyacını gözler önüne seriyor.

Altyapı Yatırımları ve Rekabet

EPDK verilerine göre, en fazla şarj soketine sahip firma, 4.555 adet AC ve DC soketle ZES oldu. AC soket sayısında ise 1.843 soketle Eşarj birinci sırada yer alırken, onu 1.729 soketle Trugo ve 1.553 soketle ZES takip ediyor. Bu rakamlar, sektördeki firmalar arasında altyapı yatırımlarında yaşanan rekabetin arttığını gösteriyor.

Gelecek İçin Planlama

Elektrikli araç pazarındaki genişleme devam ederken, altyapının bu büyümeye ne ölçüde ayak uydurabileceği önümüzdeki dönemde belirleyici olacak. Özellikle hızlı şarj kapasitesinin artırılması ve mevcut ağın yaygınlaştırılması, elektrikli mobilitenin Türkiye genelinde sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesi için kritik önem taşıyor. Bu süreç, hem kullanıcılar hem de sektör için heyecan verici bir dönemin başlangıcını simgeliyor.